GÖREVDEN UZAKLAŞTIRMA TEDBİRİNİN KALDIRILMASI VE MAAŞ ÖDEMELERİNİN YASAL FAİZ İLE İADESİ
Görevden uzaklaştırma tedbiri 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 137. Maddesinde "Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi başında kalmasında sakınca görülecek Devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbirdir." şeklinde tanımlanmaktadır. Kanunda tanımlanan yetkili kimseler tarafından hem soruşturma hem kovuşturma aşamasında uygulanabilecek olan bu tedbir gereği görevden uzaklaştırılan ve tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara yapılan aylık ödeme üçte bir kesinti uygulanmak suretiyle yapılmaktadır.
Aynı kanun gereği; haklarında memurluktan çıkarmadan başka bir disiplin cezası verilenler, Yargılamanın men'ine veya beraatine karar verilenler, Hükümden evvel haklarındaki kovuşturma genel af ile kaldırılanlar, Görevlerine ve memurluklarına ilişkin olsun veya olmasın memurluğa engel olmayacak bir ceza ile hükümlü olup cezası ertelenenler hakkında kararların kesinleşmesini müteakip haklarındaki görevden uzaklaştırma tedbiri kaldırılmaktadır.
Memurun göreve tekrar başlaması üzerine, yukarıda bahsedilmiş olan aylık üçte bir oranındaki kesintiler kendilerine geri ödenmektedir. Bu noktada uygulamada sıklıkla karşılaşılan husus, göreve tekrar başlayan memurların maaşlarından yapılan kesintilerin iade edilmesi maksadıyla idareye yaptıkları başvuru sonucunda yapılan ödemelerde asıl alacağa yasal faiz uygulanmamasıdır. Faize ilişkin taleplere yönelik başvurular ise çoğunlukla geçerli bir sebep belirtilmeden reddedilmekte ve bu işlemlerin iptali için iptal davası açılmaktadır. Maaşların yasal faiz ile birlikte iade edilmesi gerektiğine dair kanunda bir hüküm bulunmasa da Anayasa Mahkemesi ve Danıştay her bir aylığın memurun kamu görevinden uzaklaştırılmamış olsaydı hakediş tarihlerinden itibaren ödemenin yapılacağı tarihe kadar işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi gerektiğini hüküm altına alınmaktadır. Aksi yöndeki idari işlemler hukuka aykırı nitelikte olup iptal edilmeye mahkumdur.
Danıştay 13.03.2019 tarihli 2016/15656 E 2019/1227 K sayılı kararında bu husus üzerinde durmuştur:
" Bu itibarla; davacının maaşından yapılan (1/3) oranındaki kesintilerin yapıldığı tarih ile (2009/Ekim ila 2010/Ekim arasındaki 12 aylık dönem itibarıyla) davacıya ödemenin yapıldığı, (2015/Temmuz – 2015/Ağustos -iki eşit taksit olarak-) tarihler arasındaki döneme ilişkin olarak davacının, yoksun kaldığı yasal faiz tutarlarının (her bir kesinti ile ödeme tarihi arasındaki dönem için ayrı ayrı hesaplanacak faiz miktarının) davacıya ödemesi gerekirken; davacının faiz talebinin zımnen reddine ilişkin davalı idare işleminde hukuka uyarlık bulunmamaktadır."
Danıştay 2. Dairesi 07.01.2021 Tarih 2020/2270 2021/87 Karar sayılı kararında da anılan kesintilere faiz işletilmesi gerektiğini, söz konusu yasal faizin de her bir kesinti ile ödeme tarihi arasındaki dönem için ayrı ayrı hesaplanarak ödenmesi gerektiğini karara bağlamıştır:
"Uyuşmazlık konusu olayda, davacının görevden uzaklaştırıldığı dönemde alamadığı 1/3 oranındaki kesinti tutarlarının, davacıya statüsü gereği ödenmesi gerektiği ve Anayasa'nın 35. maddesinde tanımlanan mülkiyet hakkı kapsamında olduğu, bu kapsamda maaş ödemelerine yapılan haksız bir müdahalenin mülkiyet hakkına yapılan müdahale olarak değerlendirilmesi gerekeceği açıktır.
Bu itibarla; davacının maaşından (1/3) oranındaki kesintilerin yapıldığı tarih ile (2001/Ağustos ila 2006/Haziran arasındaki dönem itibarıyla) davacıya ödemenin yapılacağı tarih arasındaki döneme ilişkin olarak, her bir kesinti ile ödeme tarihi arasındaki dönem için ayrı ayrı hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödemesi gerekirken; davacının İdareye yaptığı başvurunun reddine karar verilen 11/09/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine ilişkin Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir."
Anayasa Mahkemesinin 07/02/2019 tarih ve 2015/4812 başvuru numaralı kararı da bu yöndedir:
"Bu durumda; faiz alacağının, asıl alacağa bağlı bir alacak olduğu ve davacının yoksun kaldığı parasal hakkının uzun bir zaman geçtikten sonra iade edildiği, dolayısıyla davacının, kendisinden kaynaklanmayan nedenlerle alacağına geç kavuştuğu, bu sürede alım gücünde meydana gelen azalmanın karşılanması bakımından iade edilen maaş tutarlarının tahakkuk ettikleri (ilgili ayın ödeme tarihinden) tarihten itibaren toplu ödemenin yapıldığı tarihe kadar işlemiş olan yasal faizlerinin ödenmesi gerekirken, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemin bu kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır."
İdare mülkiyet hakkını koruyarak işlem tesis etmeli ve hukuka aykırı olarak tesis edilen işlemler sonucu ortaya çıkan dengesizlikleri mülkiyet hakkı kapsamında gidermeli, yeniden bir mağduriyetin ortaya çıkmasına sebebiyet vermemelidir. İdarenin kusuru ile mülkiyet hakkı ihlal edilmekte ve bu süreçte hak kazanılan meblağ da değer kaybına uğramaktadır ancak idarenin kişilerin yoksun kaldığı parasal haklarını hakkaniyet çerçevesinde iade etmesi gerektiği açıktır. Aksi takdirde kişiler şahsi olarak külfet altında bırakılmakta, mülkiyet hakkı ile idarenin tesis ettiği işlemlerde gütmesi gereken kamu yararı amacı arasındaki denge korunamamaktadır. Bu denge memurlar aleyhine ve onları zarara uğratacak biçimde bozulmakta, aynı zamanda ölçülülük ilkesi ihlal edilmektedir. İdarece tesis edilen işlemler neticesinde ortaya çıkan bu ekonomik problem ancak göreve geri dönen memurların maaşları iade edilirken yasal faiz tutarının da ödenmesiyle giderilebilecektir.
AV.EBRAR BİLTÜRK